YOKLUK VE BUTLAN NEDİR ? MUTLAK VE NİSBİ BUTLAN ARASINDA NE FARK VARDIR ?


Yazar: Av. Mehmet TOPRAK

avukat@mehmettoprak.com

Tel.  (212) 527 87 60



Masanız olmadığı için elinizin  altında bulunan bir sunta levhayı masa niyetine kullandığınızı düşünün.
Siz ne niyetle kullanırsanız kullanın sunta levha masaya dönüşmez. 
Zira ayaksız masa olmaz.
Hukukta bu duruma yok hükmünde ya da kısaca yokluk adı veriliyor.

Ayaksız masa olmayacağını kabul ettiniz ve sunta levhaya ayak eklemeye karar verdiniz. Ancak malzemeniz bittiği için  masanın bir ayağı eksik kaldı. Evet bir masa yaptınız doğru, ama ayakta duramıyor!
İşte hukuken var olduğu halde sakat olduğu için sonuç doğuramayan islemler de böyledir. Bu duruma ise kesin sakatlık ya da mutlak butlan deniyor.

Masanızın ayakta duramadığını gördünüz. Dört ayağını da taktınız. Fakat ayaklardan bir tanesini iyi takmamışsınız. İlk tekmede masanızın devrilmesi kesin. Ama siz bunu bilip masayı dikkatli kullanırsanız idare edecek durumda.
İşte  tekmeyi atmadığınız sürece bu bir masadır.
Bir hukuki işlemin geçersiz sayılması için işleme taraf olanların bunu ortaya çıkarması gerekiyor ise bu duruma iptal edilebilirlik ya da nisbi butlan deniyor. 


Bir insan eylemi söz konusu olmadığı halde bir olaya sonuç bağlanmışsa hukuki olaydan söz ederiz.  Doğum ve ölüm hukuken sonuç doğuran olaylardır.

Bir insan eylemi söz konusu ise hukuki eylem adı verilir. Bir kimsenin başkasına ait araca çarpmasının gerek ceza hukuku ve gerekse borçlar hukuku açısından sonuçları olacaktır. 

Hukuken sonuç doğuran durum ve olaylar sadece kendiliğinden (hukuki olay-durum) ya da bir bireyin eylemi (hukuki eylem) sonucu ile gerçekleşmezler.

Bireyler hukuken gerçekleşmesini arzuladıkları sonucu,  irade açıklaması (beyanı) yoluyla da gerçekleştirebilirler. Satış, kira, bağışlama gibi işlemler hep bir irade açıklamasının ürünüdür.

Bireylerin hukuken sonuç doğurmaya yönelmiş irade açıklamalarına ise hukuki işlem adı verilir. Satış sözleşmesinde satıcı satmak ve alıcı ise almak arzusunu ve niyetini açıklar. Böylece mal satıcıdan alıcıya geçmiş olur. 

Bu bir hukuki işlemdir. Çünkü satıcının sattım alıcının aldım şeklindeki açıklamları hukuken bir sonuç doğurdu. Satılan şeyin sahibi değişti.   

Gelişigüzel her irade açıklaması hukuki sonuç doğurmaz. 

Bir irade açıklamasının hukuki sonuç doğurması için kanunun aradığı şartları taşıması gerekir.

Hukuki işlemlerinin hukuken sonuç doğurabilmesi için kanunda sayılan koşullara uyulmuş olması gerekir. 

Bir irade açıklamasının hukuki işlem olarak kabul edilebilmesi için olmazsa olmaz koşullar vardır.

Bir hukuki işlemin varlık kazanabilmesi için bulunması zorunlu unsurlara hukukta kurucu unsur denir.

Sözgelimi bir evlenmenin geçerli olması için resmi memur önünde evlenmeyi kabul ediyorum demek gerekir. İki kişi resmi bir memur önünde değil de arkadaşlarının önünde evlenmeyi kabul ediyorum diye defalarca tekrarlasalar bile evli sayılmazlar. Çünkü işlemin kurucu unsurlarından olmazsa olmaz olanı resmi memur yoktur.

Bir irade açıklamasının hukuki işlem sayılabilmesi için olmazsa olmaz koşullardan herhangi bir yoksa o bir hukuki işlem değildir. Ortada hukuki bir işlem yoktur. İşte bir irade açıklamasının olmaz koşullardan birine sahip olmamasına YOKLUK adı verilir.

Çünkü kurucu unsurlarından yoksun bir irade açıklaması hukuken de "yok" hükmündedir.

İşlemin kurucu unsurlara sahip olduğu halde hukuken kurulmuş bir işlemden yani hukuki işlemden söz ederiz. 

Hukuken geçerli olsa da bazı durumlarda hukuki işlemlerin sağlıksız sakat olduğu kabul edilir.

Hukukta sakatlık haline butlan sakat bir işleme ise batıl adı verilir. (Batıl itikat batıl inanç sözü aslında sakat düşünce anlamına gelir.)

Sakat yani batıl işlemler geçersiz işlemlerdir.

Geçersizlik, sakatlık yani butlan halleri ise  iki türlüdür. 

Birinci sakatlık türü telafisi olmayan, kesin sakatlık, yani mutlak butlan halidir.

Kamu düzenini ilgilendiren koşullara uyulmaması halinde hukuki işlem baştan itibaren geçersiz yani mutlak butlanla batıl sayılır. Üstelik bu telafisi olmayan bir durumdur. Taraflar aralarında anlaşıp sakatlığı düzeltmek isteseler , aradan yıllar geçse bile hükümsüzlük (butlan) düzelmez. Bir dava sırasında hükümsüzlük (butlan, mutlak butlan), hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) dikkate alınır.

Telafisi olan sakatlık haline ise nisbi butlan ya da iptal edilebilirlik adı verilir. Hukuka aykırılığın daha hafif bir nedenden kaynaklanması halinde işlem kendiliğinden geçersiz sayılmaz. Ancak taraflarca belirli bir süre içerisinde iptal talebinde bulunulmazsa geçerli hâle gelir.Bir dava söz konusu olduğunda, hakim hükümsüzlük durumunda olduğu gibi kendiliğinden iptal kararı vermez.

Yazar: Av. Mehmet TOPRAK

avukat@mehmettoprak.com

Tel.  (212) 527 87 60


Bu blogdaki popüler yayınlar

Nisbi hak ne demektir?

Cebrî icra ne demektir?

Defter tutmak zorunda olmayanlar (VERGİ USUL KANUNU Madde 173)

GAİPLİK

Tapu senedimi kaybettim. Evimi elimden alabilirler mi?

Ayırt Etme Gücü - Temyiz Kudreti - Mümeyyiz Olmak

AHDE VEFA NEDİR?

ALİUD NEDİR?

İşçinin rakip firmada