Kayıtlar

Kasım 1, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kırk ambar sözleşmesinin çarter sözleşmesinden farkı nedir?

Deniz taşıma işlerinde taşıyana ödenen ücrete navlun adı verilir. İşte taşıyanının, navlun adı verilen bir ücret karşılığında, kendisine emanet edilen bir eşyayı denizdeki tehlikelerden koruyup ve eşyanın bakımını sağlayıp, deniz yolu ile bir limandan diğer bir limana taşımayı üstlendiği sözleşmeye ise navlun sözleşmesi adı verilir. Navlun sözleşmesinde geminin tamamı taşıtana tahsis edilmeyip sadece parça mal olan belirli bir yükün deniz yoluyla bir yerden başka bir yere taşınması amaçlı navlun sözleşmelerine ise Kırkambar sözleşmesi adı verilir. Taşınan şeyin parça başı olmasından kasıt ile de paketli, kolili ya da çuvala konulmuş olması değildir. Önemli olan husus taşınan yükün miktarının, ölçü ya da sayı olarak bilinmesidir. Denizde iki liman arasında düzenli seferler yapan gemilerin bazı ambarları boş kalmış ise boş kalan ambarları doldurmak adına taşıyanın, 250 ton kum taşımayı kabul etmesi halinde kırk ambar sözleşmesinden söz edilmiş demektir. Kırkambar sözleşmesi yapılırk

Tacirler arasında öngörülen cezai şartın indirilmesi istenebilir mi?

Resim
B.K.'nun 161/3. maddesi hükmüne karşı olarak Ticaret kanunu'nun 24. maddesi ile tarafların ceza miktarını serbestçe tesbit edebilecekleri esası kabul edilmiştir. Ceza tutarı borçlunun taahhüdünden elde edeceği menfaate tecavüz etse bile cezanın indirilmesi düşünülemez. Ancak T.K.'nun 24. maddesi ile tacir olan şahsa ve akdine tanınmış olan bu akit serbestisi bütün akitler için sınır çekmiş olan B.K.'nun 20. maddesi ile tahdit edilmiştir. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1970/1053 K. 1974/222 T. 20.3.1974) Tacir olan davalı cezai şartın indirilmesini isteyemez. Ancak cezai şart tutarı firmanın mahvolmasına yol açacak derecede ağır ve yüksek ise sözleşmelerin ahlak ve adaba aykırı olamayacağı ilkesi çiğnenmiş sayılacak ve sözleşme geçersiz sayılacaktır. Sözleşmede yazılı bulunan cezai şart miktarının ekonomik mahva yol açacak derecede ağır olup olmadığı tacirin  gerek ilgili yıl ve gerekse önceki yıllara ait bilanço kayıtlarının incelenerek cezai şart miktarı ile to

Kira parasını geç ödeyen kiracıdan cezai şart istenebilir mi?

Resim
Eski kanun dönemi :Kural olarak 6570 sayılı Yasanın kapsamında da kalsa kira sözleşmesine konulmuş olan ve kira parasının zamanında ödenmemesi halinde kiracının ödemesi kabul edilen cezai şart geçerlidir. Zira, buradaki ceza koşulunun amacı kira parasının zamanında ve tam olarak ödenmesini temin etmek olup, kiracıdan fazla para almak asla söz konusu değildir. Ayrıca 6570 sayılı Yasanın kira parasını zamanında ödememekte direnen kiracıları koruduğu da düşünülemez. (T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 1999/1790 K. 1999/2349 T. 9.3.1999) Ancak cezai şart, borçlunun iktisaden mahvını mucip olacak derecede ağır ve yüksek ise adap ve ahlaka aykırı sayılarak tamamen veya kısmen iptal edilmesi gerekir. Borçlu tacir olsa dahi böyle bir şart iptal edilir. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1970/1053, K. 1974/222, T. 20.3.1974) Yeni Kanun Dönemi: IV. Kiracı aleyhine düzenleme yasağı Türk Borçlar Kanunu MADDE 346: Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü ge

AHDE VEFA NEDİR?

Resim
www.toprakhukuk.com Yazılı ya da sözlü bir sözleşme (anlaşma, protokol, mutabakat) yapıldığında, taraflardan sözleşmeye sadık kalmaları beklenir. Sözleşmelerin amacı her iki tarafında kendisine düşen borcu kararlaştırılan şekilde, zamanında ve tam olarak yerine getirmesidir. Romalıların pacta sunt servanda- sözleşmeye bağlılık  olarak ifade ettikleri hukukun bu temel ilkesi uyarınca kişi ancak serbest iradesi ile verdiği sözlerle bağlıdır. Bunun anlamı akıl sağlığı yerinde olmayan ya da baskı altında bulunan bir kişi açısından verilen sözlere uymanın o kadar da kesinlik taşımamasıdır. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, serbest iradesi ile sözleşme yapmış olan bir kişinin vermiş olduğu söze bağlı kalmasını ifade etmektedir.  Zaman içinde oluşacak bir takım önemli değişiklikler verilen sözün tutulmasına engel olamaz. Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca, bir kimse söz verirken,  gelecekteki şartları değişebileceğini, gerçekleşecek riskleri ve beklenmeyen durumları göz önüne almış