Kayıtlar

Verginin idarece tarhı kavramını açıklayınız ?(VERGİ USUL KANUNU Mükerrer Madde 30)

Resim
Re’sen ya da ikmalen tarhiyatın kapsamına girmeyen hallerde, mükelleflerin verginin tarhı için vergi kanunları ile muayyen zamanlarda müracaat etmemeleri veya aynı kanunlarla kendilerine tahmil edilen mecburiyetleri yerine getirmemeleri sebebiyle zamanında tarh edilemiyen verginin kanunen belli matrahlar üzerinden idarece tarh edilmesidir.
Resim
Re'sen takdir olunan matrah, mükellef tarafından bildirilen matrahtan fazla değilse, re'sen vergi tarh edilmez; fazla ise sadece aradaki fark üzerinden vergi tarh olunur.

Vergi hukukunda takdir kararı kavramını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 31)

Resim
Takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmı takdir kararına bağlanır. Takdir kararları komisyonunun başkan ve üyeleri tarafından imzalanır.

Vergi hukukunda re’sen vergi tarhı kavramını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 30)

Resim
"Re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı re'sen takdir olunmuş sayılır."

Vergi hukukunda ikmalen vergi tarhı kavramını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 29)

Resim
İkmalen vergi tarhı, her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye müteallik olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir.

Vergi hukukunda tahakkuk fişi kavramını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 25)

Resim
Vergi dairesince beyannamenin alınması üzerine bir tahakkuk fişi tanzim olunur ve bunun bir nüshası mükellefe veyahut beyannameyi mükellef namına vergi dairesine tevdi edene verilir. Bu suretle vergi tahakkuk etmiş olur. Tahakkuk fişinin mükellefe verilen nüshası aynı zamanda beyannamenin makbuzu yerine geçer.

Vergi hukukunda tahsil kavramını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 22)

Resim
Verginin tahsili, kanuna uygun surette ödenmesidir.

Vergi hukukunda tebliğ kavramını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 21)

Resim
Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir.

Vergi alacağı ve vergi doğuran olay kavramlarını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 20)

Resim
Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.

Vergi alacağı ve vergi doğuran olay kavramlarını açıklayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 17)

Resim
Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar. Vergi alacağı mükellef bakımından vergi borcunu teşkil eder.

Vergi dairesi tarafından zor durumda bulunmaları nedeni ile mükelleflere mühlet verilebilmesi şartlarını sayınız? (VERGİ USUL KANUNU Madde 17)

Resim
Bu mühletin verilebilmesi için: 1. Mühlet istiyen, sürenin bitmesinden evvel yazı ile istemde bulunmalıdır. 2. İstemde gösterilen mazeret, mühlet verecek makam tarafından kabule layık görülmelidir. 3. Mühletin verilmesi halinde verginin alınması tehlikeye girmemelidir.

Vergi hukukunda mücbir sebep sayılan hallerisayınız? (VERGİ USUL KANUNU Madde 13)

Resim
Mücbir sebepler: 1. Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk; 2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; 3. Kişinin iradesi dışında vuku bulan mecburi gaybubetler; 4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması, gibi hallerdir.

Mirasçıların vergi sorumluluğu kavramı hakkında bilgi veriniz? (VERGİ USUL KANUNU Madde 12)

Resim
Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer. Ancak, mirasçılardan herbiri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar.

Müteselsil vergi sorumluluğu kavramı hakkında bilgi veriniz? (VERGİ USUL KANUNU Madde 11)

Resim
Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar. Müteselsilen sorumluluk mal üreten çiftçiler ile nihaî tüketiciler için söz konusu değildir. Müteselsil sorumluluğun şartları, sınırları ve bu konuya ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir.

Vergi ehliyeti hakkında bilgi veriniz? (VERGİ USUL KANUNU Madde 9)

Resim
Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir. Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz.

Vergi numarası hakkında bilgi veriniz? (VERGİ USUL KANUNU Madde 8)

Resim
Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan her gerçek kişi ile tüzel kişilere bir vergi numarası verilir. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye ve vergi numarasının kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerle ilgili kayıtlarda ve düzenlenecek belgelerde kullanılması mecburiyetini getirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Vergi sorumluluğu ve mükellefiyetine ilişkin özel özleşmelerin durumu hakkında bilgi veriniz? (VERGİ USUL KANUNU Madde 8)

Resim
Vergi kanunlariyle kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukaveleler vergi dairelerini bağlamaz.

Vergi sorumlusu kavramını açıklayınız? (VERGİ USUL KANUNU Madde 8)

Resim
Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir.  Bu kanunun müteakip maddelerinde geçen "mükellef" tabiri vergi sorumlularına da şamildir.

Mükellef kavramını açıklayınız? (VERGİ USUL KANUNU Madde 8)

Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzelkişidir.

Mükellefin özel işlerini yapmak suçunun kapsamına giren kişileri sayınız?(VERGİ USUL KANUNU Madde 6)

Vergi mahremiyetine uymak zorunda olan kişiler: 1- Kendilerine, nişanlılarına ve boşanmış olsalar bile eşlerine; 2- Kan veya sıhrî usul ve füruuna, evlatlığına veya kendisini evlat edinene yahut kan hısımlığında üçüncü (Bu derece dahil), sıhri hısımlıkta, bu hısımlığı meydana getiren evlenme ortadan kalkmış olsa bile, üçüncü (Bu derece dahil) dereceye kadar olan civar hısımlarına; 3 - Kanuni temsilcisi veya vekili bulundukları kimselere; Ait vergi inceleme ve takdir işleriyle uğraşamazlar. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar.

Vergi levhası alma zorunluluğuna uymak zorunda olanları sayınız?

Resim
Gelir Vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil)  ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren (6111 Sayılı Kanunla değiştirilen ibare Yürürlük; 25.02.2011) levhayı almak zorundadırlar.

Vergi mahremiyetine uymak zorunda olanları sayınız?

Resim
1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar; 2. Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar; 3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler; 4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder.

Vergi hukukunda ispat yöntemlerini açıklayınız? ( VERGİ USUL KANUNU Madde 3)

Resim
İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.  İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.

Vergi dairesi kavramını tanımlayınız?( VERGİ USUL KANUNU Madde 4)

Resim
Vergi dairesi mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden dairedir.

Vergi hukukunda yorum yöntemleri hakkında bilgi veriniz?( VERGİ USUL KANUNU Madde 3)

Resim
Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır.

Vergi Kanunlarının uygulanmasında Vergi Kanunu terimini açıklayınız? (VERGİ USUL KANUNU Madde 3)

Resim
Vergi kanunlarının uygulanması: Bu kanunda kullanılan "Vergi Kanunu" tabiri işbu kanun ile bu kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder.

İnternet ve İnternet Kullanımı

Resim
YAZAR: MERTCAN BAYRAKTAR                                                                     TARİH: 15.03.2017                                İnternetin geçmişi Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’nin araştırmalarına dayanmaktadır. İnternetin etkilerinin hızlı bir şekilde dünya üzerinde artması sonucunda bugün çağımızı bile internet çağı olarak nitelendirilmesi durumu göz ardı edilemez ve su götürmez bir tespit olacaktır.                                 İnterneti etimolojik olarak incelediğimizde ise Amerikan kökenli olması nedeniyle tahmin edebileceğiniz gibi İngilizce iki kelimenin aslında kısaltmasını oluşturmaktadır. “ Interconnected Networks”  kelimelerinin baş kısımlarının birleşiminden oluşan İnternet kelimesi artık günümüzde global ve en bilinen ismi olarak kullanılmaktadır. İnterconnected Networks ise kendi aralarında bağlantılı ağlar olarak nitelendirilmiş olmakla birlikte ilk kullanımının da aslında Amerikan hükümetinin kendisi için  geliştirdiğini bu kelime anl

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ NE DEMEKTİR?

Anayasamızın Başlangıç bölümü incelendiğinde hukukun üstünlüğü kavramının: Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı; Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu; denilmek suretiyle  veciz bir dille ifade edildiği görülmektedir:

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNA GÖRE UZLAŞTIRMANIN UYGULANMASI

Ceza yargılaması anlamında uzlaştırma, belirli suçların işlenmesi halinde tarafların anlaştırılması sürecidir. Sürecin tarafları: a.)Suçu işlediği iddia olunan kişi (şüpheli veya sanık); b.)Suçun mağduru (ölüm vb. halinde dolaylı olarak zarar gören yakınları yani suçtan zarar görenler); durumundaki gerçek ve tüzel kişilerdir. Müzakere süreci hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülebileceği gibi bir uzlaştırmacı da atanabilir. Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından doğrudan doğruya hukuk öğrenimi görmüş bir kimse uzlaştırmacı olarak atanablecğei gibi o yer Barosu tarafından bir avukatın uzlaştırmacı olarak atanması da istenebilir. Uzlaştırma süreci, suçun uzlaştırma kapsamına giren suçlardan olup olmadığının yani TCK'nin 253. maddesinde sayılan: a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar; b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), 2. Taksirle yarala

SMS GÖNDERİMİ İÇİN YASAL DURUM NEDİR?

1.)Müşterilere gönderilen “ bizden sms almak istemiyorsanız web sitemize gidiniz”, “İPTAL yazıp gönderiniz” şeklinde mesajlar onay yerine geçmez. 2.)İletiler alıcıların ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. 3.)Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir. Sözgelimi: a.)Müşteriye gönderilen SMS’e onaylıyorum şeklinde geri dönüş yapması b.)Onaylıyorum diye mail atması; c.)Web sitesindeki SMS ve e-mail gönderilmesini kabul ediyorum iletişim kutusunu işaretlemesi; d.)Anket, alışveriş amaçlı formlara telefonunu yazıp tarafıma sms ve e-mail yolu ile kampanyalar ve yeni ürün ve hizmetler hakkında ileti gönderilmesini kabul ederim yazan kutucuğun işaretlenip imza atılması; şeklinde olabilir. 4.)Gönderilen tüm SMS ve e-maillerde mutlaka FİRMA ünvanı, iletişim telefonu veya e-maili ve ayırca “eğer ileti almak istemiyorsanız İPTAL yazıp ücretsiz olarak ……………’a gönderin” vb. şeklinde bilgiler yer almak zorundadır. 5.)Mevcut

Yok Hükmünde Sayma İle İptal Arasındaki Fark Nelerdir....

Resim
www.toprakhukuk.com Aslında ikisi arasında sonuçları açısından çok ufak bir fark vardır. Yok hükmümde saymak, dava konusu işlemin hiç yapılmamış sayılmasıdır.  Yani bu iş hiç yapılmamış demektir. Mahkeme tarafından yok hükmünde olduğu tespit edilen işlemler hiç yapılmamış sayılmakla vatandaşın zarar gören çıkarları hemen iade edilir. Ancak yapılan iş  vatandaşın çıkarına olsa dahi yok sayıldığı için vatandaş elde ettiği hakkı iade etmek zorunda kalır. İptal edilen işlemler ise iptal edilinceye kadar geçerlidir. Bunun anlamı vatandaşın yararına bir durum var ise iptalden önce kazanılmış olduğundan hak kaybı da oluşmaz. Çünkü kazanılmış haklar anayasanın hukuk devleti ilkesinin koruması altındadır. Sözgelimi bir arap şeyhi boğaz köprüsünü almışsa bu yok hğkmündedir. Yani şeyh bir şey elde edemez. Ama aynı şeyh boğazda tepe almışsa satış işlemine dair yönetmelik iptal edilinimeden önce satın aldığı için mülkiyeti kazanır. (Olay gerçektir) www.toprakhukuk.com

Elime ilamsız takiplerde ödeme emri tebligat geldi. Ben borcumu ödeyemiyorum. Ama calıştığım için maaşimın 4/1 inden kesilmesini istiyorum. Mal beyanında bulunmalı mıyım. Zaten üzerime hiç bir şey yok. Ne yapmalıyım ?

Maaşınızın haczedilmesini ve borcunuzu bu şekilde ödemeyi isterseniz mal beyanında bulunabilirsiniz.  UYAP sisteminde çalışıp çalışmadığınızı görmek ve maaşınıza haciz koymak ta mümkündür. Bu nedenle mal beyanında bulunmasanız da i cra müdürlüğü tarafından alacaklının talep etmesi halinde haciz konulur. Mal beyanında bulunmanız gerekli ama cezası yok:) Yaptırımı olmayan bir hukuk kuralı olamayacağına göre, mal beyanında bulunmak zorunlu değil. Ancak üzerime hiç bir şey yok diyerek mal beyanında bulunduktan sonra aslında bir malınız, arabanız, paranız olduğu ortaya çıkarsa yalan beyanda bulunmanın cezası var.  

2005 yılına ait,Su borcu 6 yıl sonra talep ediliyor.Konut 2006 yılında satıldı. 6 yıl boyunca İSKİ hiç bir talepte bulunmamıştır..6183 sayılı kanun 102 ve 103 Md. gereği zaman aşımına girmez mi?

İSKİ , İGDAŞ gibi kuruluşlar kamu hizmeti görmekle birlikte sundukları hizmetler nedeni ile yurttaşlarla yaptıkları sözleşmeler idari hizmet sözleşmelerin bir alt türü olan abonelik sözleşmelerine girer. İdari hizmet sözleşmelerinin ortak özelliği özel hukuk sözleşmesi sayılmalarıdır. Yani İSKİ veya İGDAŞ kamu idaresidir. Ama vatandaşla yaptıkları hizmet tedariği sözleşmesi özel hukuka tabidir. 6183 sayılı AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN özel hukuka tabi alacaklara uygulanmaz. Bu husus 6183 sayılı kanunun 1. maddesinde haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ve sözleşmeden doğan alacaklar kamuya ait olsa dahi özel hukuka tabidir şeklinde açıklanmıştır. Özel hukuk alacaklarında vekalet, hizmet, otelcilik v.b. özel durumlar haricinde zamanaşımı 10 yıldır. Türk Borçlar Kanununda abonelik sözleşmeleri için özel bir zaman aşımı süresi öngörülmediğinden zaman aşımı süresi 10 yıldır.

Tescilin Yaratıcı veya Açıklayıcı Olması Ne anlama Gelir?

Resim
www.toprakhukuk.com Bazı durumlar vardır ki ticaret odasında bulunan sicil memurluğu tarafından tutulan ticaret siciline (tacirler defterine) tescil olunmadığı (yazılmadığı) sürece vücut bulmaz (yapılmamış -yok sayılır).  Kollektif, Komandit, Anonim ve Limited şirketler sicile tescil ile tüzel kişilik kazanırlar. (kurulmuş sayılırlar) Ortakları ve şirketin ana sözleşmesi (kuruluş belgesi) ancak tescil edilirse değiştirilebilir. İşte bu durumlara tescilin kurucu ya da yaratıcı etkisi adı verilir. Bazı durumlar vardır ki sicile yazılmasının amacı üçüncü kişilerin (diğer insanların) haberdar edilmesi (duyurma) amacını taşır.  Sözgelimi yönetim kurulumuz şirketimizi yönetecek bir genel müdür ile  anlaşma yapmış olsun. Genel müdürümüzün işe başlayıp şirketi yönetmesi için ticaret sicile tescil şart değildir.  Tescil edilmese de genel müdür şirketi yönetir ve temsil eder. Ya da bir şahsı işletmesi veya adi ortaklık kurulduğu tescil sadece üçüncü kişileri haberdar etmek amacı

ALİUD NEDİR?

Resim
www.toprakhukuk.com Sözleşme dışı sorumluluk halleri: “kusura dayanan sorumluluk”, “kusursuz sorumluluk” ve “fedakârlığın denkleştirilmesine dayanan sorumluluk” olarak sayılabilir. Davalıların kusura dayanan sorumluluklarından söz edebilmek için Fiil, Hukuka Aykırılık, Zarar, Kusur, Uygun (illiyet) nedensellik bağı koşullarının oluşması gerekir. Bazı hallerde yukarıda sayılan sorumluluk şartlarından KUSUR şartı aranmaksızın da sorumluluğun doğabileceği kabul edilmektedir. Bu hallere öğretide olağan sebep sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu adı verilmektedir. 2918 sayılı Kanun, araç sürücüsünün kusur sorumluluğu yanında işletilme halindeki motorlu araçlar nedeniyle kusursuz sorumluluk hali de öngörmüştür. 2918 sayılı kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasında işleten ile işletenin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “ Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebe

Borç ilişkinde tarafların değişmesi mümkün müdür?

Borç ilişkisinin hem alacaklı hem de borçlusunun değişmesi mümkündür.  Tarafların değiştiği halleri, alacak ve borcun miras yoluyla geçmesi, bir malvarlığının ya da bir işletmenin aktif ve pasifiyle devri, işletmelerin birleşmesi veya şekil değiştirmesi olarak saymak mümkündür. Aynı şekilde bir alacak devredildiğinde alacaklının, bir borç başkası tarafından üstlenildiğinde ise borçlunun değişmesi söz konusu olmaktadır.

Sigortacının rücu hakkının kullanabileceği zamanaşımı süresi nedir?

Eski Borçlar Kanunu döneminde rücu davalarında uygulanacak zamanaşımı süresi konusunda, Borçlar Kanununda açık bir düzenleme bulunmadığından, bir alacağın doğumuna yol açan borç ilişkisinde, özel bir zamanaşımı süresi belirtilmemiş ise uygulanacak hüküm, BK.nun 125. Maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olacağı görüşü mevcuttu.   Yeni Türk Borçlar Kanunu’nu 73. Maddesi ile rücu davalarında zamanaşımı tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl olarak belirlenmiş ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak 10 yıl ile sınırlandırılmıştır.

Sigortacının rücu alacağını kazanma koşulları nelerdir?

Resim
www.toprakhukuk.com Kural olarak bir borç alacak ilişkisinde, alacaklının yer değiştirmesi halinde borçlunun durumdan haberdar edilmesi gerekir.  Bazı hallerde ise bildirim gerekmeksizin, yasa gereği halefiyet söz konusu olur. Bu gibi durumlara özel halefiyet hâlleri denilmektedir. Bunlar, birden fazla borçlusu bulunan bölünmez bir borcu ifa eden bu borçlulardan biri lehine (TBK 85/111), müteselsil borçlular lehine (BK 147/1), kefil lehine (BK 496), özel ve sosyal sigortalarda sigortacı lehine (TTK 1301; 506 SSK 26/1) öngörülen halefiyet hâlleridir.  Sigortacının rücu hakkını kazanma koşullarını: A. Zararın sigorta teminatı kapsamında olması; B. Zarar görenin dava hakkının mevcut olması; C. Sigorta tazminatının ödenmiş olması ; olarak saymak mümkündür. www.toprakhukuk.com

Haksız fiil sorumluluğu şartları nelerdir?

Resim
Eski yasa hükümlerinden farklı olmayan yeni Türk Borçlar Kanunu’muzun 49. maddesinde ifadesini bulan, haksız fiil sorumluluğunun şartlarını şu şekilde sıralayabiliriz: • Fiil • Hukuka Aykırılık • Zarar • Kusur • Uygun (illiyet) nedensellik bağı www.toprakhukuk.com

Haksız fiil sorumluluğu ne demektir? Sebep sorumluluğu nedir?

Resim
www.toprakhukuk.com Bir kişinin bir başka kişiye olan borcunu ödemek zorunda olmasına sorumluluk denir. Bir kimsenin bir başkasına karşı sorumlu yani borçlu olması için illede aralarında bir sözleşme yapılmış olması gerekmez.  Borcun doğumuna yol açan nedenlerden biri de haksız fiil sorumluluğudur. Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille (davranışla) bir başkasına zarar veren kişinin bu davranışına haksız fiil denir. Haksız fiilin faili (yapan), mağdurun (haksız fiilden zarar görenin) bu zararını tazmin etmek ( gidermek, ödemek) zorundadır. Haksız fiilin doğurduğu borca ise tazminat borcu denir. Tazminat borcunun doğumu için failin kusurlu olması gerekir. Ancak tehlike, egemenlik, fedakarlığın denkleştirilmesi veya hakkaniyet gibi bazı sebeplerin varlığı halinde kusur şartı aranmaz. Hatta bazı hallerde eylemin hukuka aykırı olması dahi gerekmez. Bu nedenle kusursuz sorumluluk hallerine sebep sorumluluğu adı da verilmektedir.