Kayıtlar

Borç ilişkinde tarafların değişmesi mümkün müdür?

Borç ilişkisinin hem alacaklı hem de borçlusunun değişmesi mümkündür.  Tarafların değiştiği halleri, alacak ve borcun miras yoluyla geçmesi, bir malvarlığının ya da bir işletmenin aktif ve pasifiyle devri, işletmelerin birleşmesi veya şekil değiştirmesi olarak saymak mümkündür. Aynı şekilde bir alacak devredildiğinde alacaklının, bir borç başkası tarafından üstlenildiğinde ise borçlunun değişmesi söz konusu olmaktadır.

Sigortacının rücu hakkının kullanabileceği zamanaşımı süresi nedir?

Eski Borçlar Kanunu döneminde rücu davalarında uygulanacak zamanaşımı süresi konusunda, Borçlar Kanununda açık bir düzenleme bulunmadığından, bir alacağın doğumuna yol açan borç ilişkisinde, özel bir zamanaşımı süresi belirtilmemiş ise uygulanacak hüküm, BK.nun 125. Maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olacağı görüşü mevcuttu.   Yeni Türk Borçlar Kanunu’nu 73. Maddesi ile rücu davalarında zamanaşımı tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl olarak belirlenmiş ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak 10 yıl ile sınırlandırılmıştır.

Sigortacının rücu alacağını kazanma koşulları nelerdir?

Resim
www.toprakhukuk.com Kural olarak bir borç alacak ilişkisinde, alacaklının yer değiştirmesi halinde borçlunun durumdan haberdar edilmesi gerekir.  Bazı hallerde ise bildirim gerekmeksizin, yasa gereği halefiyet söz konusu olur. Bu gibi durumlara özel halefiyet hâlleri denilmektedir. Bunlar, birden fazla borçlusu bulunan bölünmez bir borcu ifa eden bu borçlulardan biri lehine (TBK 85/111), müteselsil borçlular lehine (BK 147/1), kefil lehine (BK 496), özel ve sosyal sigortalarda sigortacı lehine (TTK 1301; 506 SSK 26/1) öngörülen halefiyet hâlleridir.  Sigortacının rücu hakkını kazanma koşullarını: A. Zararın sigorta teminatı kapsamında olması; B. Zarar görenin dava hakkının mevcut olması; C. Sigorta tazminatının ödenmiş olması ; olarak saymak mümkündür. www.toprakhukuk.com

Haksız fiil sorumluluğu şartları nelerdir?

Resim
Eski yasa hükümlerinden farklı olmayan yeni Türk Borçlar Kanunu’muzun 49. maddesinde ifadesini bulan, haksız fiil sorumluluğunun şartlarını şu şekilde sıralayabiliriz: • Fiil • Hukuka Aykırılık • Zarar • Kusur • Uygun (illiyet) nedensellik bağı www.toprakhukuk.com

Haksız fiil sorumluluğu ne demektir? Sebep sorumluluğu nedir?

Resim
www.toprakhukuk.com Bir kişinin bir başka kişiye olan borcunu ödemek zorunda olmasına sorumluluk denir. Bir kimsenin bir başkasına karşı sorumlu yani borçlu olması için illede aralarında bir sözleşme yapılmış olması gerekmez.  Borcun doğumuna yol açan nedenlerden biri de haksız fiil sorumluluğudur. Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille (davranışla) bir başkasına zarar veren kişinin bu davranışına haksız fiil denir. Haksız fiilin faili (yapan), mağdurun (haksız fiilden zarar görenin) bu zararını tazmin etmek ( gidermek, ödemek) zorundadır. Haksız fiilin doğurduğu borca ise tazminat borcu denir. Tazminat borcunun doğumu için failin kusurlu olması gerekir. Ancak tehlike, egemenlik, fedakarlığın denkleştirilmesi veya hakkaniyet gibi bazı sebeplerin varlığı halinde kusur şartı aranmaz. Hatta bazı hallerde eylemin hukuka aykırı olması dahi gerekmez. Bu nedenle kusursuz sorumluluk hallerine sebep sorumluluğu adı da verilmektedir.

Kırk ambar sözleşmesinin çarter sözleşmesinden farkı nedir?

Deniz taşıma işlerinde taşıyana ödenen ücrete navlun adı verilir. İşte taşıyanının, navlun adı verilen bir ücret karşılığında, kendisine emanet edilen bir eşyayı denizdeki tehlikelerden koruyup ve eşyanın bakımını sağlayıp, deniz yolu ile bir limandan diğer bir limana taşımayı üstlendiği sözleşmeye ise navlun sözleşmesi adı verilir. Navlun sözleşmesinde geminin tamamı taşıtana tahsis edilmeyip sadece parça mal olan belirli bir yükün deniz yoluyla bir yerden başka bir yere taşınması amaçlı navlun sözleşmelerine ise Kırkambar sözleşmesi adı verilir. Taşınan şeyin parça başı olmasından kasıt ile de paketli, kolili ya da çuvala konulmuş olması değildir. Önemli olan husus taşınan yükün miktarının, ölçü ya da sayı olarak bilinmesidir. Denizde iki liman arasında düzenli seferler yapan gemilerin bazı ambarları boş kalmış ise boş kalan ambarları doldurmak adına taşıyanın, 250 ton kum taşımayı kabul etmesi halinde kırk ambar sözleşmesinden söz edilmiş demektir. Kırkambar sözleşmesi yapılırk

Tacirler arasında öngörülen cezai şartın indirilmesi istenebilir mi?

Resim
B.K.'nun 161/3. maddesi hükmüne karşı olarak Ticaret kanunu'nun 24. maddesi ile tarafların ceza miktarını serbestçe tesbit edebilecekleri esası kabul edilmiştir. Ceza tutarı borçlunun taahhüdünden elde edeceği menfaate tecavüz etse bile cezanın indirilmesi düşünülemez. Ancak T.K.'nun 24. maddesi ile tacir olan şahsa ve akdine tanınmış olan bu akit serbestisi bütün akitler için sınır çekmiş olan B.K.'nun 20. maddesi ile tahdit edilmiştir. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1970/1053 K. 1974/222 T. 20.3.1974) Tacir olan davalı cezai şartın indirilmesini isteyemez. Ancak cezai şart tutarı firmanın mahvolmasına yol açacak derecede ağır ve yüksek ise sözleşmelerin ahlak ve adaba aykırı olamayacağı ilkesi çiğnenmiş sayılacak ve sözleşme geçersiz sayılacaktır. Sözleşmede yazılı bulunan cezai şart miktarının ekonomik mahva yol açacak derecede ağır olup olmadığı tacirin  gerek ilgili yıl ve gerekse önceki yıllara ait bilanço kayıtlarının incelenerek cezai şart miktarı ile to

Kira parasını geç ödeyen kiracıdan cezai şart istenebilir mi?

Resim
Eski kanun dönemi :Kural olarak 6570 sayılı Yasanın kapsamında da kalsa kira sözleşmesine konulmuş olan ve kira parasının zamanında ödenmemesi halinde kiracının ödemesi kabul edilen cezai şart geçerlidir. Zira, buradaki ceza koşulunun amacı kira parasının zamanında ve tam olarak ödenmesini temin etmek olup, kiracıdan fazla para almak asla söz konusu değildir. Ayrıca 6570 sayılı Yasanın kira parasını zamanında ödememekte direnen kiracıları koruduğu da düşünülemez. (T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 1999/1790 K. 1999/2349 T. 9.3.1999) Ancak cezai şart, borçlunun iktisaden mahvını mucip olacak derecede ağır ve yüksek ise adap ve ahlaka aykırı sayılarak tamamen veya kısmen iptal edilmesi gerekir. Borçlu tacir olsa dahi böyle bir şart iptal edilir. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1970/1053, K. 1974/222, T. 20.3.1974) Yeni Kanun Dönemi: IV. Kiracı aleyhine düzenleme yasağı Türk Borçlar Kanunu MADDE 346: Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü ge

AHDE VEFA NEDİR?

Resim
www.toprakhukuk.com Yazılı ya da sözlü bir sözleşme (anlaşma, protokol, mutabakat) yapıldığında, taraflardan sözleşmeye sadık kalmaları beklenir. Sözleşmelerin amacı her iki tarafında kendisine düşen borcu kararlaştırılan şekilde, zamanında ve tam olarak yerine getirmesidir. Romalıların pacta sunt servanda- sözleşmeye bağlılık  olarak ifade ettikleri hukukun bu temel ilkesi uyarınca kişi ancak serbest iradesi ile verdiği sözlerle bağlıdır. Bunun anlamı akıl sağlığı yerinde olmayan ya da baskı altında bulunan bir kişi açısından verilen sözlere uymanın o kadar da kesinlik taşımamasıdır. Sözleşmeye bağlılık ilkesi, serbest iradesi ile sözleşme yapmış olan bir kişinin vermiş olduğu söze bağlı kalmasını ifade etmektedir.  Zaman içinde oluşacak bir takım önemli değişiklikler verilen sözün tutulmasına engel olamaz. Sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca, bir kimse söz verirken,  gelecekteki şartları değişebileceğini, gerçekleşecek riskleri ve beklenmeyen durumları göz önüne almış

Kira sözleşmesinin haklı nedenle feshi mümkün müdür?

Resim
6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu  MADDE 331’e göre, taraflardan her biri, kira ilişkisinin devamını kendisi için çekilmez hâle getiren önemli sebeplerin varlığı durumunda, sözleşmeyi yasal fesih bildirim süresine uyarak her zaman feshedebilir.  Hâkim, durum ve koşulları göz önünde tutarak, olağanüstü fesih bildiriminin parasal sonuçlarını karara bağlar.  www.toprakhukuk.com

Küçük yaşta ölenin ana babası tazminat destekten yoksun kalma tazminatı alabilir mi?

Resim
Ana ve babanın çocukları kaç tane olursa olsun, maddi durumları ne derecede bulunursa bulunsun, hatta gelecekleri müesseselerce garanti altına alınmış olsa bile, bir gün zarurete düşüp düşmeyecekleri, çocuklarına muhtaç olup olmayacakları kestirilemez, fakat onların ileride çocuklarının maddi desteklerine muhtaç olabileceklerinin kabulü, hayatın olağan akışına uygun olur. O halde küçük yaşta ölen çocuk dahi olsa, ana babasının farazî bir desteği olarak kabul edilmelidir...” (Y. 4. H.D., 20.03.1986 T., E. 1585/ K.2553, Y. 15. H.D., 08.03.1976 T., E. 1975/ 5524, K.1976/966, Y.5.H.D., 20.12.1984E.10892/K.11385 )  www.toprakhukuk.com

Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilmek için ölenin çalışıyor olması şart mıdır?

Ölenin öldüğü sırada işsiz, ya da çocuk olduğu için çalışmıyor olması ileride çalışarak yakınlarna maddi destekte bulunmayacağı anlamına gelmez. Destek sayılabilmek için, mutlaka ölüm anında bir şahsa bakıyor olmak şart olmayıp, ileride bakım yardımı yapabileceğinin varsayılması yeterlidir.

AKRABA OLMAYANLAR DA DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?

Resim
Destekten yoksun kalma tazminatı alabilmek için akrabalık şart olmayıp aralarında hiç bir hısımlık bağı bulunmayıp ta ölenin sadece bakımını sağlayıp maddi yardımda bulunduğu, herhangi bir şahıs ta destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Yani önemli olan akrabalık değil gerçekten bakım yardımı sağlamaktır. www.toprakhukuk.com

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATINDA DESTEK, GERÇEK DESTEK VE FARAZİ DESTEK KAVRAMLARI

Resim
Destek kavramı, hukukî bir ilişkiyi ( yasa veya sözleşme) değil, fiilî durumu amaçlar. Yasadan veya sözleşmeden doğan bir “bakma yükümlülüğü” bulunmasa dahi, fiilen ve düzenli biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı çok yakın gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse, destek sayılır. Bunlardan ilkine “gerçek destek” ikincisine “farazî destek” denir. Kaynak: Y. 4. H.D., 20.03.1986 T., E. 1585/ K. 2553. www.toprakhukuk.com

Tüketici Kredilerinde Dosya Masrafının İadesi Dilekçe Örnekleri ve Yargı Kararları

Resim
www.toprakhukuk.com Dosya Masrafı (Hakem heyeti Dilekçe) Örneği T.C. …………………… KAYMAKAMLIĞI (Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na) Şikâyet Eden                          :                   Adresi                                     : E- Posta & Telefon                 : Şikâyet Edilen            : Adresi                                     : Şikâyetin Parasal Değeri      : Şikâyetin Tarihi                     : Şikâyetin Konusu                   : Dosya Masrafı adı altında alınan “……….. .-TL” bedelin tarafıma iadesi talebimdir.. (4077/6. Ve 10. maddeleri) Açıklamalar                            : 1-)…………………. Bankası, ……………… şubesinden … /… /….. tarihinde ………………… adı altında ……………………….. – Türk Lirası nakit ödemeli kredi aldım. 2-)Banka ile işbu krediye ilişkin olarak sözleşme imzalamış bulunmaktayım. Ancak bu sözleşmenin bir örneği tarafıma verilmediği gibi önceden hazırlanmış matbu sözleşme olması dolayısıyla sözleşmenin içeriğine mü

Vergi mahremiyetine uymak zorunda olanlar

Resim
Vergi yükümlüsünü saptayarak ödenecek vergiyi hesaplayan ve tahakkuk eden vergiyi tahsil eden kamu kurumuna vergi dairesi adı verilir. Derleyen:  Av. Mehmet TOPRAK

Şirket ortakları tacir midir? Çocuklar tacir sayılır mı?

Resim
Tacir sayılmak için ortada gerçek anlamda işletilen bir ticari işletme olmalıdır. Bu işletme kimin adına işletiliyor ise tacir odur. İşleten tacir sayılmaz.  Bir şirketin ortağı tacir değildir. Çünkü işleme faaliyeti tüzel kişiliği olan şirket adına yapılır.  Bir ticari işletme küçük bir çocuk adına işletiliyor ise tacir sıfstı çocuğa aittir. Bu ticari işletmeyi küçük adına işleten veli veya vasi tacir değildir.  Ancak adi ortaklıklar bundan farklıdır. Adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmadığı için ortaklar hem kendi hem de diğer ortaklar adına hareket ederler. İşletmeyi kısmen dahi kendi adına işletmek yeterli sayıldığı için ortakların her biri tacir sayılır.  Av. Mehmet TOPRAK avukat@mehmettoprak.com Tel.  (212) 527 87 60 Fax.  (212) 527 87 60   Gsm (532) 494 03 66

Ticari işletmelerin merkezi ne demektir?

Resim
Çoğu şirketin fabrikası, deposu, personelin neredeyse hepsi  Gebze ya da Çorlu'da olduğu halde, vergilerini İstanbul'da öderler. Çünkü bir işletmenin idari merkezi yani işletmenin idari, hukuki ve ticari faaliyetlerinin yürütüldüğü yer neredeyse asıl merkezi de orasıdır. İşletmenin üretim merkezi Tekirdağ ya da İzmit ilinde bile olsa idari merkezi İstanbul'fa ise işletme merkezi de İstanbul'da sayılır. Av. Mehmet TOPRAK avukat@mehmettoprak.com Tel.  (212) 527 87 60 Fax.  (212) 527 87 60   Gsm (532) 494 03 66

BİZE YAZIN

Resim
Sorularınız İçin: avukat@mehmettoprak.com www.toprakhukuk.com

Diğer Kamu Görevlileri ne demektir?

Resim
Aslında birer memur oldukları halde kendi personel yasası bulunduğu için bu şekilde adlandırılırlar.  Hâkim - savcılar, askerî personel ve akademik personele bu nedenle diğer kamu görevlileri (“diğer memurlar”) denilmektedir.  Bu kesim de 2010 Anayasa değişikliği ile memurlar gibi toplu sözleşme hakkı kazandılar. Av. Mehmet TOPRAK avukat@mehmettoprak.com Tel.  (212) 527 87 60 Fax.  (212) 527 87 60   Gsm (532) 494 03 66