Bağımlılık unsurunun basit anlatımı -2 (Bağımlılık unsurunun görünüm biçimleri)



Yazar: Av. Mehmet TOPRAK
avukat@mehmettoprak.com
Tel.  (212) 527 87 60
Fax. (212) 527 87 60
Gsm (532) 494 03 66
----------------------------------------------

İşçi işini görürken,  işveren tarafından belirlenen şekilde iş görmek (teknik bağımlılık) zorundadır. 
Bir mali müşavir, müşterisine hizmet verirken, kendi çalışma anlayışına uygun bulduğu bilgisayarlı muhasebe programını kullanmakta özgürdür. 

Oysa aynı mali müşavir, bir işveren emrinde çalışmaya başladığında, muhasebe kayıtlarını tutarken, kendi alışageldiği programı değil , işletme bilgisayarlarında kurulu bulunan programı kullanmak zorundadır.  

Çünkü belgeli bir meslek mensubu dahi olsa örneğimizdeki mali müşavir artık işletmenin işçisidir. Bu basit örnekte sözü edilen, bilgisayar programı değişikliği mali müşavir meslek mensubu olan işçinin, tüm iş yapma biçimini doğrudan etkileyecektir. 

Ancak işvereni hangi programı kullanmak istiyor ise o bilgisayar programını öğrenmekten başka çaresi yoktur.  

Çünkü işin yürütüm biçimini işveren belirler. 

Bir öğretmen ne denli işinin uzmanı olursa olsun, işvereni olan okul idaresi tarafından verilen programı uygulamak, okul idaresinin uygun gördüğü ders araçlarını kullanmak, okul idaresinin uygun gördüğü yer ve saatte ders vermek zorundadır. 

Öğretmenlik meslek mensubu işçi, pedagojik olarak uygun olduğu düşüncesi ile dersleri bahçede, hatta okul alanı dışında yapmaya kalktığında, idarenin şiddetli tepkisi ile karşılaşır. 

Öğretmenlik meslek mensubu işçi, okul idaresi tarafından uygun görülen ders araçlarını bir kenara bırakıp öğrencilerine kendi uygun bulduğu ders kitaplarını ya da ders kitabı sayılmayan basılı yayınları dağıtamaz. 

Yahut ders kitapları içerisinde yer alan ünitelerden, hayatta işe yaramayacağını düşündüğü kısımlarını eleyerek, sadece önemli bulduğu kısımları anlatamaz.

Çünkü işin yürütüm biçimini işveren belirler. 
İşin yürütüm biçiminin işveren tarafından belirlenmesi, işvereni işçi karşısında hakim konuma getiren bağımlılık unsurunun, birinci özelliğidir.

İşçi, işyerinde yahut işle ilgili olarak işyeri dışındaki mekanlarda bulunduğu sırada işveren tarafından konulan kurallara uymak (hukuki bağımlılık) zorundadır. 
İşçi yıllardır görüşüp dost olduğu yakın arkadaşına ismi ile yahut abi - abla şeklinde hitap etmek isteyebilir. Ancak işveren, çalışanlar arasında bey-hanım şeklinde hitap etmeyi uygun görmüş ise işçi kırk yıllık arkadaşının isminin sonuna, bey ya da hanım unvanını eklemek durumunda kalacaktır. 

İşçi kravat takmaktan ne denli nefret ederse etsin, işyerinde kıyafet zorunluluğu var ise her gün, nefret ettiği bu giyiti taşımak durumunda kalacaktır. 
Bazı işletmelerin kıyafet yönetmelikleri incelendiğinde, personelin kışkırtıcı giyinmemesi şeklinde ne anlama geldiğini çıkarmanın güç olduğu maddeler yer aldığı görülür.

Kadın işçi ne kadar hoşuna giderse gitsin, sırf işyerinde yasak olduğu için, satın aldığı açık burunlu, rengarenk, süslü ayakkabılarını yahut terlikleri işyerinde giyemeyecektir. 
İşçi, gün içinde facebook'a girip durumunu güncellemek, twitter hesabından takip ettiği kişilerin iletilerine göz atmak, isteyebilir. 

Ancak işletme yönetimi mesai saatleri içerisinde sosyal paylaşım sitelerinde zaman geçirmeyi yasaklamış olabilir. Bu durumda işçinin gün içinde bu sitelerden uzak durmaması işini kaybetmesine yol açabilir. 
İşyerinde uyulacak kuralların işveren tarafından belirlenmesi, işvereni işçi karşısında hakim konuma getiren bağımlılık unsurunun, ikinci özelliğidir.

İşçinin ücreti düzenli ve sürekli bir gelir kaynağıdır. (Ekonomik bağımlılık) 

Ücret geliri çoğu zaman işçinin yegane geçim kaynağıdır. Bir kimsenin, ücret gelirinden başka gelir kaynağı yok ise işveren tarafından önüne konulan hemen her koşula (ne denli anlamsız ve haksız bulursa bulsun) katlanmaktan başka seçeneği kalmaz. 

Hele hele ücret zamlarından, prim ve ikramiyelerden yararlanmak arzusu işçileri olmadık davranışlara yöneltebilir. İşçi işverenine karşı işyeri dışında yapmayacağı tarzda, hsırslı, aşırı saygılı, aşırı sevgi dolu davranışlar sergileyebilir. 
(İşyerinde çalışan diğer işçileri işverenine çekiştirmek, üstüne vazife olsun olmasın her işi üstlenmek, işveren ve yöneticilere ağdalı yüceltici hitaplarla seslenmek, işverenin özel işlerine ses çıkarmadan koşmak, gibi.)
İşçiyi olmadık davranışlara yönelten, işverenin ne denli haksız bulursa bulsun öne sürdüğü koşullara razı olmaya iten şey sürekli ve düzenli gelir bir gelir kaynağı olan ücretini kaybetmek korkusudur.
İşçinin işveren tarafından işin karşılığında ödenmesi ücret gelirini kaybetmek korkusu yahut ücretini artırma arzusu, işvereni işçi karşısında hakim konuma getiren bağımlılık unsurunun, üçüncü ve belkide en önemli  özelliğidir.

Av. Mehmet TOPRAK
(212) 527 87 60
(532) 494 03 66

Bu blogdaki popüler yayınlar

YOKLUK VE BUTLAN NEDİR ? MUTLAK VE NİSBİ BUTLAN ARASINDA NE FARK VARDIR ?

Nisbi hak ne demektir?

Cebrî icra ne demektir?

Defter tutmak zorunda olmayanlar (VERGİ USUL KANUNU Madde 173)

GAİPLİK

Ayırt Etme Gücü - Temyiz Kudreti - Mümeyyiz Olmak

AHDE VEFA NEDİR?

ALİUD NEDİR?

İşçinin rakip firmada

Tapu senedimi kaybettim. Evimi elimden alabilirler mi?